Arşiv | kore dizileri RSS feed for this section

Yeni, yeniden takıntım Kore dizileri… bölüm 2

16 Nis

İlk yazıyı yazdıktan sonra seyrettiğim dizilere bir yenisi daha eklenmiş bulunmakta. Dizi aklımda tazeyken ilk yoruma bu diziyle başlıyayım dedim.

Paradise Ranch

Kzımız  (Lee Da Ji) oğlumuz (Han Dong Joo) bundan 6 sene önce daha 19 yaşındayken birbirini deli gibi sevip evlenmişler. Bu evliliğin ömrü pek uzun olmamış tabi 6 ay sonrada boşanmışlarar. Aradan yıllar geçiyor kızımız babası ve kız kardeşiyle birlikte jeju adasındaki çiftliklerinde yaşıyor ve veterinerlik yapıyor. Oğlumuzsa ailesinin uğraşlarına rağmen para yemekten başka bir işe yaramıyor. Dedesinin zoruyla bir müzayededen at alması için Avusturalya’ya  yollanıyor. Tabi kızımızda aynı atı almak için Avusturalya’da o sırada. Tekrar karşılaşıyorlar ve daha sonra olaylar Jeju adasındaki oğlanın şirketinin turistik tesis inşaatı kızın çiftliğini yıkmaya çalışmasıyla iyice sarpa sarıyor. Mecburiyet sonucu oğlumuzda cennet çiftliğinde yaşamak zorunda kalıyor. Araya inşaata finansman sağlıyan şirketin yakışılı temsilcisi (Seo Yoon Ho) ve  tesisin dekorasyonunu yapanoğlanın hoşlandığı  bir kızda (Park Jin Young) eklenince klasik kore dizisi aşk  dörtkenimiz tamamlanmış oluyor.

Lee Da Ji’i oynayan Lee Yeon Hee’i oldukça başarılı buldum. İyi bir oyuncu ayrıca ne kadar kötü giydirilmiş olsada çok doğal bir güzelliği var. Zaten şu kore dizilerindeki başrol kızlara çirkin denmesini ve iğrenç giydirilme takıntısını bir türlü anlayamıyorum.

Han Dong Jo’u oynayan Shim Chang Min ise oldukça kötü bi oyuncu. Ünlü bi gurubun üyesi olduğu için bu rolü almış sanırım. Onun yerine başkası oynasaymış dizi çok daha güzel olabilirmiş.

Buna rağmen sevdim ben bu diziyi eğlencelik ve güzel vakit geçirten bir diziydi. Jeju adası çoğu kore dizisinde gösterilen bir mekan ama bu dizide daha da muhteşem geldi gözüme. Dünyada gezmek istediğim yerler listeme üst sıradan girdi. Puanım: 7/10

My Princess

Bu senenin adından söz ettiren ilk kore draması My Princess.  Konusu olduça klişe aslında. Ülkenin en büyük holdinglerinden birinin başkanı ölmeden önce koreye monarşinin geri geldiğini görmek istemektedir. Bunun için son imparatorun varisini bulması için torunu diplomat Park Hae Young’u(yakışıklı diplomat)  görevlendirir. Yakışıklı diplomat’la, o sırada kore prensesi olduğundan habersiz sıradan bir üniverste öğrencisi olan Lee Seol(prenses), şans eseri daha önce karşılaşmıştır. Yakışıklı diplomat dedesinin tüm mal varlığını kraliyet ailesinin kurulması için bağışlıyacağını öğrenince buna karşı çıkar ve Prensesi ülkeden göndermeye bile çalışır. Ama zamanla bu şaşkın prensese aşık olucak ve onun tahta çıkması için elinden geleni yapıcaktır.

Bu bir kore dizisi olduğuna göre dörtgeni tamamlamamız lazım değil mi? Dörtgenin diğer kenerlarını Yakışıklı diplomatımızın prensesimizle tanışmadan önce evlenmeyi düşündüğü Oh Yoon Joo (oyuncu) adlı tam bir cadaloz olan müze müdürü vede Oyuncunun eski aşkı, prensesimizin üniverste profosörü Nam Jung Woo (kösünim) oluşturmakta.

Dediğim gibi konu klişe ama dizide çok güzel işlenmiş. Oyuncuların hepsi rollerinde çok çok iyi. Yakışıklı diplomatla prenses çok sevimli bir çift olmuşlar. Eğer dizilerdeki çiftler uyumsuzsa konu ne kadar güzel olursa olsun o diziyi sevemiyorum. Burda çiftimiz uyumlu, Diplomat yakışıklı, prenses güzel. Kötü kadın oyuncu tam bi pislik. Elime verseler bi kaşık suda boğardım. Bu da canlandıranın iyi oynamasından kaynaklanıyor. Kösünim prensesimize her daim destek oluyor. Tam bi ikinci adam kıvamında. Formül klişe olabilir ama kendini izlettirdiği kesin. Biz kadınlar her zaman prenses hikayelerini sevmişizdir zaten. Puanım: 7.5/10

Mary Stayed Out All Night

Bir adet garip şekilde kat kat giyinen şirinlik muskası kızımız var(Wi Mae Ri yada merry christmas). Kızımız babasının borçları yüzünden sıkıntıda bu nedenle okulu bile bırakmış, para kazanmak için uğraşıp duruyor. Bir yandanda babasının belalılarıyla uğraşıyor. Bir adette gece kulüplerinde sahneye çıkan acayip komik giyinen uzun saçlı rockçımız var(Kang Moo Kyul ). Tabi kızlar rockçımıza hasta ama beyefendi hiçbiriyle bir aydan uzun ilişki kurmuyor. Derken çiftimizin türk filmlerindeki gibi karşılasması gerçekleşir. Mae Ri rockçımıza arabayla çarpar ama Moo Kyul’a bişey olmaz. Sütten ağzı yanan misali Mae Ri şikayetçi olmadığına dair kağıt imzalatmak için Moo Kyul’un peşini bırakmaz. Komik olaylar sonucu sabah uyandıklarında gözlerini Mae Ri’nin evinde açarlar.

Diğer yandan Mae Ri’nin babası borçlarından kurtulup refah içinde yaşamak için bir yol bulmuştur. Kızını eski bir arkadaşının oğluyla evlendiricektir. Hatta kağıt üstünde onlar artık evlidir. Fakat buna karşı çıkan Mae Ri, babasına Moo Kyul ile gizlice evlendiği yalanını uydurur. Hatta yalanı desteklemek için düğün fotoğrafı falan çektirirler. Zavallı Mae Ri bi anda iki kocalı bir kadın oluvermiştir. Babasıyla bi anlaşma yapar 100 gün boyunca gününü iki kocası arasında bölüştürür ki sonunda birini seçsin. Tabi kızımız biz kadınların her zaman yaptığı gibi efendi adam yerine, serseri olana çoktan gönlünü kaptırmıştır bile.

Çoğu kişiyi hayal kırıklığına uğratmış bu dizi, ama nedense ben bayıldım. Yine Çiftimizin uyumuna bağlıyorum ben bunu. İkiside birbirinden sevimli ve güzel. Zira Jang Geun Suk’a yakışıklı demek yerine güzel demek daha doğru olur. Klasik romantik komedi öğelerinin hepsine sahip bu dizi. Müzikleride enfes bu arada. Dizinin son iki bölümüne kadar ayrılıp barışma saçmalıklarıyla izleyiciyi boğmuyolar. Tek sıkıntıda bu son iki bölümde zaten. Acayip saçma bi nedenle çiftimizi ayırıyorlar ve birleştirip abuk sabuk bitiriyorlar.Sonu daha iyi olsaydı çok daha yüksek bir puan alırdı benden. Puanım: 7/10

Pasta

Seo Yoo Kyung, Mamma mia adlı italyan restoranında çalışan, makarna şefi olma hayalleri kuran genç bir bayandır. Tam çömezlikten şefliğe yükseldiği gün restoranın baş şefi değişmesin mi. Şef ama ne şef tam bi canavar. Kolay kolay memnun olmayan, herşeye bağıran mutfağımda kadın falan çalışamaz diyen acayip bi adam. Kızımızda diğer kadın ahçılar gibi kovulur ama bunu kabullenmez ve restoranda çalışmaya devam eder. Şef bunu kapıdan kovar bu bacadan geri gelir. Sonunda bizim canavar şef ikna olur tabi. Ve mutfakta aşk başkadır misali aşık olurlar.

Söz konusu Pasta ise, bir restorantın mutfağında geçen dizi nasıl olur ki diye burun kıvırıyorsanız çok yanlış yapıyosunuz demektir. Çılgın şefimiz Coffee Prince’deki ajushiden başkası değil. Adamı C.P. dede çok sevmiştim ama bu dizide harikaydı. Bağırmanın bu kadar yakıştığı başka insan görmedim ben. Seo Yoo Kyung namı değer balık, sevilmiyecek gibi değil. İlk başta bu kadın basbaya çirkin neden başroldeyse diye düşündüğüme inanamıyorum. Seyrettiklerim arasından korenin en iyi kadın oyuncusu bence kendisi. Çok doğal ve sempatik. Kısacası dizi harika izleyin, izlettirin. Puanım:8/10

Kısaca anlatıyım derken kendimi tutamayıp baya uzatmışım. Bi yazıya bu kadar dizi yeterli sanırım. Bir sonraki yazımda My Girlfriend is Gumiho, Sungkyunkwan Scandal, My Name is Kim Sam Son ve Full House.

Yeni, yeniden takıntım Kore dizileri… bölüm1

9 Nis

3 sene önce Birkaç tane kore dizisi (Coffee Prince, My name is Kim Sam Soon, I’m Sorry, I love You, Full House) izlemiş ve çok sevmiştim. Ama nedense daha sonra unuttum bu şahane dizi seçeneğini. Soğukluk girdi araya. Kendimi yine Amerikan dizilerine kapılmış buldum.

Derken divxplanette takip ettiğim dizilerin altyazıları çıkmış mı diye kontrol ederken, ana sayfada gözüm sık sık bir dizinin ismini görür oldu. Secret Garden… Neymiş bu dizi indiriyim, bakıyım derken 3 yıl önce kıyısından geçip yakalanmadığım hastalığa bu sefer yakalanmış oldum.

Bu bloğu açarken izlediğim dizilerin hepsi için ayrı ayrı inceleme yazma düşüncesindeydim ama daha sonra bazılarını birkaç yazıda toplamaya karar verdim. İşte başlıyoruz,

You’re Beautiful:

Klasik erkek kılığına giren kız hikayesi. Ama ne kız, kelimenin tam anlamıyla bir avanak. Ünlü k-pop gurubu ANJEL 4. bir eleman alıcaktır. Fakat seçilen genç yanlış giden estetik operasyon nedeniyle guruba katılamaz. Ne tesadüftür ki kendisine tıpatıp benzeyen ikiz kız kardeşi vardır. Ama bu kızcağız klisede büyümüş dünyadan habersiz su katılmamış bi salaktır. Bu kız, kardeşi yerine geçer ve olaylar gelişir…

Hakkında oldukça fazla iyi eleştiri okuduğum bir diziydi You’re Beautiful. Çok komik olduğundan bahsediliyordur. Doğrusu ben sadece şu meşhur domuz sahnesinde güldüm.

İlk bölümlerde Jang Geun Suk’un oynadığı Hwang Tae Kyung karakterindende hiç hoşlanmamıştım ama yukardaki sahne vede gülümsediği birkaç sahneden sonra en azından onu katlanılır buldum. Ama Go Mi Nam’dan nefret etmemi hiç bişey engelliyemedi. Grubun diğer iki üyesi oldukça sempatikti. Bu üç yakışıklı ve karizmatik erkeğin hepsinin birden bu salak kıza aşık olması ancak bir dizide gerçekleşebilirdi zaten. Dizinin en iyi yanı müzikleriydi diyebilirim. Bütün oyuncuların sesleri güzeldi. Fakat ben diziyi beğenmedim. Puanım: 5/10

Que Sera Sera:

İşte bir salak kız hikayesi daha diye ilk bölümden sonra nerdeyse seyretmekten vaz geçicektim. Ama Eric Moon’un karizması bikaç bölüm daha izlememi sağladı. Ayrıca salak kızımız daha sonra akıllandı. Dizinin konusuna gelince; Han Eun Soo evden kaçan küçük kız kardeşini bulmak için Seul’e gelir ve kardeşinin oturduğu apartmanda yanlış anlamalar sonucu Kang Tae Joo ile tanışır. Kang Tae Joo yanlızca zengin kadınlarla çıkan yakışıklı fakat orta gelirli bi adamdır. Kızımız zamanla adama aşık olur. Adam ise Cha Hye Lin adlı zengin bir kadından cazip bi iş teklifi alır. Ailesi tarafından büyütülen ama ilişkileri onaylanmayan, aşık olduğu adamı kıskandırmak için nişanlı taklidi yapıcaklardır. Dizi bu 4 karakter arasında geçiyor. Konu diğer kore dizilerinin aksine masal tadında değilde oldukça gerçekçi işleniyor. Öpüşme sahneleri bile klasik kore tarzından çok daha gerçek.Güzel bi diziydi. Puanım: 7/10

Playfull Kiss:

Bu dizi hakkında pek bişey söylemiycem. Sadece dizinin başından sonuna ruhsuz kalas oğlandan bi duygu kırıntısı görmeyi umdum. Ama nerde. Kim Hyun JUNG denen odunun çok seveni olduğunu biliyorum. Belkide kendi odun değil rolü gereği odun gibi davranıyor ama ben hiç haz etmedim kendisinden. Ayrıca Allah Oh Ha Ni’ye akıl fikir versin diyorum. Başka yorumda yapmıyorum. Puanım: 5.5/10

Personal Taste:

Kızımız çok pasaklı vede çirkindir. Ama süper bi evi vardır. Yakışıklı ve geleceği parlak bir mimar olan oğlumuzda önemli bir proje için bu evi incelemek istemektedir. Yanlış anlaşılmalar sonucu kızımız bunu gay sanar ve evinde kalmasını kabul eder. Ve komik olaylar başlar. Dizi oldukça eğlenceliydi. Kızın ve oğlanın en yakın arkadaşları arasındaki diyologlar özellikle çok başarılıydı. Puanım: 6.5/10

Bu yazı için bu kadarı yeterli sanırım. Çok yakında bölüm 2….