Yeni, yeniden takıntım Kore dizileri… bölüm1

9 Nis

3 sene önce Birkaç tane kore dizisi (Coffee Prince, My name is Kim Sam Soon, I’m Sorry, I love You, Full House) izlemiş ve çok sevmiştim. Ama nedense daha sonra unuttum bu şahane dizi seçeneğini. Soğukluk girdi araya. Kendimi yine Amerikan dizilerine kapılmış buldum.

Derken divxplanette takip ettiğim dizilerin altyazıları çıkmış mı diye kontrol ederken, ana sayfada gözüm sık sık bir dizinin ismini görür oldu. Secret Garden… Neymiş bu dizi indiriyim, bakıyım derken 3 yıl önce kıyısından geçip yakalanmadığım hastalığa bu sefer yakalanmış oldum.

Bu bloğu açarken izlediğim dizilerin hepsi için ayrı ayrı inceleme yazma düşüncesindeydim ama daha sonra bazılarını birkaç yazıda toplamaya karar verdim. İşte başlıyoruz,

You’re Beautiful:

Klasik erkek kılığına giren kız hikayesi. Ama ne kız, kelimenin tam anlamıyla bir avanak. Ünlü k-pop gurubu ANJEL 4. bir eleman alıcaktır. Fakat seçilen genç yanlış giden estetik operasyon nedeniyle guruba katılamaz. Ne tesadüftür ki kendisine tıpatıp benzeyen ikiz kız kardeşi vardır. Ama bu kızcağız klisede büyümüş dünyadan habersiz su katılmamış bi salaktır. Bu kız, kardeşi yerine geçer ve olaylar gelişir…

Hakkında oldukça fazla iyi eleştiri okuduğum bir diziydi You’re Beautiful. Çok komik olduğundan bahsediliyordur. Doğrusu ben sadece şu meşhur domuz sahnesinde güldüm.

İlk bölümlerde Jang Geun Suk’un oynadığı Hwang Tae Kyung karakterindende hiç hoşlanmamıştım ama yukardaki sahne vede gülümsediği birkaç sahneden sonra en azından onu katlanılır buldum. Ama Go Mi Nam’dan nefret etmemi hiç bişey engelliyemedi. Grubun diğer iki üyesi oldukça sempatikti. Bu üç yakışıklı ve karizmatik erkeğin hepsinin birden bu salak kıza aşık olması ancak bir dizide gerçekleşebilirdi zaten. Dizinin en iyi yanı müzikleriydi diyebilirim. Bütün oyuncuların sesleri güzeldi. Fakat ben diziyi beğenmedim. Puanım: 5/10

Que Sera Sera:

İşte bir salak kız hikayesi daha diye ilk bölümden sonra nerdeyse seyretmekten vaz geçicektim. Ama Eric Moon’un karizması bikaç bölüm daha izlememi sağladı. Ayrıca salak kızımız daha sonra akıllandı. Dizinin konusuna gelince; Han Eun Soo evden kaçan küçük kız kardeşini bulmak için Seul’e gelir ve kardeşinin oturduğu apartmanda yanlış anlamalar sonucu Kang Tae Joo ile tanışır. Kang Tae Joo yanlızca zengin kadınlarla çıkan yakışıklı fakat orta gelirli bi adamdır. Kızımız zamanla adama aşık olur. Adam ise Cha Hye Lin adlı zengin bir kadından cazip bi iş teklifi alır. Ailesi tarafından büyütülen ama ilişkileri onaylanmayan, aşık olduğu adamı kıskandırmak için nişanlı taklidi yapıcaklardır. Dizi bu 4 karakter arasında geçiyor. Konu diğer kore dizilerinin aksine masal tadında değilde oldukça gerçekçi işleniyor. Öpüşme sahneleri bile klasik kore tarzından çok daha gerçek.Güzel bi diziydi. Puanım: 7/10

Playfull Kiss:

Bu dizi hakkında pek bişey söylemiycem. Sadece dizinin başından sonuna ruhsuz kalas oğlandan bi duygu kırıntısı görmeyi umdum. Ama nerde. Kim Hyun JUNG denen odunun çok seveni olduğunu biliyorum. Belkide kendi odun değil rolü gereği odun gibi davranıyor ama ben hiç haz etmedim kendisinden. Ayrıca Allah Oh Ha Ni’ye akıl fikir versin diyorum. Başka yorumda yapmıyorum. Puanım: 5.5/10

Personal Taste:

Kızımız çok pasaklı vede çirkindir. Ama süper bi evi vardır. Yakışıklı ve geleceği parlak bir mimar olan oğlumuzda önemli bir proje için bu evi incelemek istemektedir. Yanlış anlaşılmalar sonucu kızımız bunu gay sanar ve evinde kalmasını kabul eder. Ve komik olaylar başlar. Dizi oldukça eğlenceliydi. Kızın ve oğlanın en yakın arkadaşları arasındaki diyologlar özellikle çok başarılıydı. Puanım: 6.5/10

Bu yazı için bu kadarı yeterli sanırım. Çok yakında bölüm 2….

6 Yanıt to “Yeni, yeniden takıntım Kore dizileri… bölüm1”

  1. masalevi Nisan 10, 2011 5:24 pm #

    you are beautiful: go mi nam konusunda çok haklısın , salaklığıyla beni de deli etmişti 16 bölüm boyunca, hele Shin Woo’nun duygularını anlamaması bir türlü, bir de üstüne üstük o kız kılığıyla, kız tipiyle herkesi erkek olduğuna inandırması ve kimsenin de bunu sorgulamaması:S bu kısımlar saçma olsa da ben çok sevmiştim You are Beautiful’u..

    playful kiss: bu dizi hakkındaki yorumlarımı biliyorsun 🙂

    personal taste: başta lee min ho için başladım bu diziye herkes gibi ama dizi gerçekten güzeldi, bir kere lee min ho gu jun pyo’luktan çıkmış taş gibi bir çocuk olmuştu maşallah 🙂 ayrıca da o kore dizilerindeki meleksi aşklar yerine daha gerçekçi bir aşk vardı burada.. şarkısını da çok severim, hani seeya’nın söylediğini..

  2. masalevi Nisan 10, 2011 5:25 pm #

    you are beautiful: go mi nam konusunda çok haklısın , salaklığıyla beni de deli etmişti 16 bölüm boyunca, hele Shin Woo’nun duygularını anlamaması bir türlü, bir de üstüne üstük o kız kılığıyla, kız tipiyle herkesi erkek olduğuna inandırması ve kimsenin de bunu sorgulamaması:S bu kısımlar saçma olsa da ben çok sevmiştim You are Beautiful’u..

    Que Sera Sera: izlemedim bu diziyi, ama yorumlarına bakılırsa listeme almalıyım 🙂

    playful kiss: bu dizi hakkındaki yorumlarımı biliyorsun 🙂

    personal taste: başta lee min ho için başladım bu diziye herkes gibi ama dizi gerçekten güzeldi, bir kere lee min ho gu jun pyo’luktan çıkmış taş gibi bir çocuk olmuştu maşallah 🙂 ayrıca da o kore dizilerindeki meleksi aşklar yerine daha gerçekçi bir aşk vardı burada.. şarkısını da çok severim, hani seeya’nın söylediğini..

    • sheymailehersey Nisan 11, 2011 9:30 pm #

      Ana karakterleri sevmiyince diziyide sevemiyorum. you are beautiful da Go Mi Nam beni öyle bi bezdirdi ki dizinin mükemmel müzikleri bile diziyi sevmemi sağlıyamadı. 😦
      Que sera sera’yı izlemeni tavsiye ederim. Listene al sen onu en iyisi 🙂
      Personel tastede en gıcık olduğum şeyi yazmayı unutmuşum. Aman allahım dizi boyunca Lee min ho’nun pantalonları neydi öyle sanki kumaş yetmemiş gibi 🙂

  3. hikaruivy Nisan 11, 2011 7:09 pm #

    you are beautiful karakterleri hakkındaki görüşümüz tamamen aynı yönde şeyma. ama ben yine de izlerken epeyce eğlenmiştim. o yüzden 5ten daha fazla verirdim bu diziye.

    yukarıdakilerden bir de personal taste’i izledim. evet, yan karakterler iyiydi, ben de sevmiştim. gay muhabbeti de bayaa eğlenceliydi 🙂 ama esas kızı terk eden çocuk ve onun evleneceği kötü kız beni fecii baymıştı; onların sahnelerini ileri sarıp izliyordum… yine de fena dizi değildir PT.

    • sheymailehersey Nisan 11, 2011 9:44 pm #

      Ay sen söyleyene kadar, ben o iki uyuzu unutmuştum. Sanırım gıcık olduğum şeyleri bilinç altına itiyor beynim. 🙂 Hele kötü kızın eve gelip esas kızdan hesap sorduğu bizim salağın da sesiz kaldığı sahnelere öyle uyuz olmuştum ki. ah şu kızı benim elime bi verseler saçını başını bi güzel yolar kapını önüne koyardım demiştim içimden 🙂

      • hikaruivy Nisan 12, 2011 4:29 pm #

        hakkaten yaaa… esas kızımız fazla yumuşak başlıydı. bana en yakın arkadaşım öyle bir kazık atacak ve ben onun saçını başını yolmadan bırakacağım ha? olacak iş değil! 😀

masalevi için bir cevap yazın Cevabı iptal et